29 Şubat 2012 Çarşamba

Şiirler ve Hayaller ...

SÜR ARABACI KIRBAÇLA ATLARI

Ben burada yaşayamam artık
Sür arabacı kırbaçla atları
Ben onun olduğu yerde yaşayamam
Böyle yaşamak mı ?
Sevmiyorum hatıraları
Ya o gitmeliydi bu şehirden ya ben
Ama ben gitmeliydim ki artık görmemeliydim
Beraber gezdiğimiz o parkları sokakları
Sür arabacı kırbaçla atları
Bir daha gelmeyelim bırakalım anıları

Yeni bir dünya arayalım ondan uzak
Batıya gidelim istersen doğuya
Ama istersen öbür dünyaya olsun
Saray olması şart değil yerleşelim bir obaya
Bir pınar doğsun önünden
İçimde ne kadar kin nefret varsa
Bir ırmak bir nehir olup boğulmalı
Sür arabacı kırbaçla atları
Yeter değil mi ? Yeniden öğrenmeliyiz yaşamı

Beni arayacaktır biliyorum
Onun için uçsuz bucaksız çöllere git
Arkamızdan gelecek bana olan hasretiyle
Yetişemez ama sen yine çabuk git
Bir vaha bulması kolay değil
Beni sevgisi hiç kuşatamayacak
Kumlar arasında bir saltanat kurmamalı
Sür arabacı kırbaçla atları
Orada muhakkak yeşil bir yer olmalı

O bir hayattı içimde beni yaşatan
O bir çiçekti ben bir arı
Ondan alır ona verirdim
Bu sevginin tatlı ballarını
Artık yaşama sevinci öldü içimde
Sevda çiçeğimin boynu büküldü dalları koptu
Beni arayan gözlerde şimdi neden ayrılık vardı
Sür arabacı kırbaçla atları
O daha çok çeker seviyorsa ayrılıkları

AB

28 Şubat 2012 Salı

Ya Ben . . .

GECEM GÜNDÜZÜM

Seni gecelere hapsettim
Sessiz çığlıklarımdasın artık
Güneş hiç aydınlatmayacak o karanlık yüzünü
Sabahları yaşamayacaksın bir daha
Terkettiğin gece kadar karanlıklardasın
Seni gecelere hapsettim bensiz karanlıklarda kaybolacaksın


AB

Beklemek . . .

Bir şiirle daha karşınızdayım :)


BEKLEYİŞ

Sevda çiçeğimsin solmuyorsun kalbimde
En derin arzuların sonsuz dileyişleri var gönlümde
Ne zaman rüzgar esse seni görmüş gibi olurum
İçimden bir ses yükselir birtanem diye

Sesler,o bakışlar yoksa gerçek mi
Evimin önünde,pencereyi sarsan o uğultu
Ve içimdeki tatlı bir ürperti
İnan sen geldin sanıyorum
Yollar o anda pırıl pırıl bir aşkın yolu
Ormandan gelen kıpırdanış
Rüzgarımdaki sensin hepsi
Uzun bir bekleyiş içindeyim
Mutluluğa erelim,geride kalsın hepsi.

AB

Şiir Yazmayı Seviyorum

Evet bir yandan albüm hazırlıklarına yoğun bir şekilde devam ediyor ama şiir yazmaktan vazgeçemiyorum.Ve bu yazdığım şiirleri sizlerle paylaşmaktan da büyük zevk alıyorum.Bakalım bu şiirimi beğenecekmisiniz :)


NASIL OLDU DA

Nasıl oldu da düşünemedim seni
İlk defa senden arınmış
Başka bir yaşamın eşiğine atmışım kendimi
Bir gün gelecek sende anlayacaksın 
Beni yanlış anlamanın etkilerini
O zaman yalvaran bakışlarınla
Sakın karşıma geçip güldürme kendini


Bir zamanlar su olup
Çağlayanlar gibi içime akardın
Sonra bir çığ gibi
Beni aşkınla her tarafından kuşatırdın


Nerede o günler,o düşler
Nerede o bakışlar,o gülüşler
Gerçek bir dost,sevgiliydik
Nerede beni hala yakan öpücükler
Hani unutulmazdın
Hani kalbimde sönmeyen ateştin
Beni büyüleyen o gözler
Bir buz olup çözülüp gittiler


AB

27 Şubat 2012 Pazartesi

Aşk Üzerine ...

Blogumun bu ilk günlerinde güzel bir paylaşım yapmak istedim.Aldım elime kahvemi ve içimden gelenleri yazıyorum.Aşkın halleri....
Aşk ; hayatımıza bir anda giren,çat kapı gelen bir misafir gibidir.Yüreğin bu ani yıldırıma karşı koyamaz.Kim ne dersin önemsemezsin doğruları.Hayallerin olur bir de...Unutursun uykuyu.Bu baharda her gün senin için doğar.Ve inanırsın kışını yaza çevireceğine.
Adı tutkudur bazen,aşk sanarsın.Onu da istersin her anında.Uzatırsın elini bir de bakmışsın yok olmuş.Ayırmalı aşkla tutkuyu birbirinden.
 
Bazen karşılıksız olur aşk.Yüreğin acır,umutların tükenir.Ölüm gibi gelir onsuzlukta bir nefes.Neler vermezsin ki bir ten kokusu için.Neler adamazsın ki onunla bir an için güneşe.Bu durumlarda en güzel şey ise ; ulaşamadığın,yüreğine aşkını adadığın o insanın bazen hayallerine mutluluk serpeştirmesidir.Çünkü acılar tarifsizde olsa onun hayali tat katar umutlara.
Bir de imkansız aşklar vardır.''Sevdim işte ötesi yok'' dersin.Ne kavuşabilirsin gözlerine ne de dokunabilirsin ellerine.O da ister seni,yanar yüreği...Yıllar geçse bekleyeceğini söyler.Ama engeller bırakmaz çifti.Bazen mesafelerdir,bazen çevreler bazen de geç kalınmışlıklar...Sıralanabilir bu şekilde engeller.Ama en büyük engel bazen kişinin kendisidir.Benliğini aşka adadığını zanneden çaresiz düşünceler.
Bu bahçenin en güzel güllerinden biri de ''Aşk bize çok yakıştı'' cümlesidir.Aldığın nefesi onun verdiğini düşünürsün.Yüreğine öyle kazımışsındır ki onu,ölse sende öleceksindir sanki.Kanına karışmıştır oluk oluk.
Ve son olarak aşk üzerine söyleyebileceğim tek söz : ''Kalbini ona açtığın sürece Aşk her haliyle yakışacaktır sana.Yeter ki inan.''

AB

Bir Şiir Daha...

Dün paylaştığım şiir için gerçekten çok güzel yorumlar aldım.Hepinize sonsuz teşekkürler..Bir şiirimi daha paylaşmak istiyorum umarım bunu da beğenirsiniz :)

                                      
                                İKİ KERE İKİ DÖRT ETMEZ İSPAT EDECEĞİM

Seni özledim demeyeceğim bir daha
Bir özleme türküsü söylemeyeceğim
Ezeceğim içimde senden kalan ne varsa
Bir bir ufalayıp,kum tanesi gibi savuracağım   

Nice hasret kıvılcımları bırakıp gittin
İçimde, onları bir buz yapıp eriteceğim
Senden kalan ne varsa içimde diktiğin
Sevgi anıtlarını yıkıp geçeceğim

Önceleri mağrur dolaşan bakışlarına
Geldiğin zaman bende gülüp geçeceğim
Yalvarma boşuna,özür dileyen geçmiş zamana
Bende geçmişi ve seni affetmeyeceğim

Git,başkasını sev,başka yerlerde sürün
Sana acıyarak geri gel demeyeceğim
Yalvaran bakışlarındaki o umutlu bütün
İsteklerini bir çırpıda yerle bir edeceğim

Bana acımı çektirecektin yaptıklarınla
Yanılmışsın değil mi,şimdi ben sana çektireceğim
Sırt çevirip küseceğimi mi sandın dünyaya
Oysa,iki kere iki dört etmez ispat edeceğim

AB

26 Şubat 2012 Pazar

Bu Gece Şiir Yazmak Geldi İçimden..

Melankolik bir haldeyim ve bu anı biraz evvel yazdığım bir şiirle ölümsüzleştirmek istedim..umarım beğenirsiniz :)
                                 
                                      
                                    ANLAMIYORSUN


Beni arama bir daha
Beni sonbahar yalnızlığımla başbaşa bırak
Bu, sevginin yitirilmişliğidir
En büyük aşkların bile boynu bükük
Mahsun bir çocuk gibi bırakılmasıdır
İyi bak


Ortada kaldı zavallı biçare gönlüm
Onu kurtaramaz
O şimdi yeni umutların peşinde
Sanıyorum o da benim gibi bir daha
Yalancı kalbe kanmaz


Her şeye yeniden başlayalım diyorsun
Bu sevgi yitirildi anlamıyorsun
Tekrarlamak istemiyorum
Yeniden yaşamak mı
Herşey bitti
Anlamak istemiyorsun


AB


Erkekler neden aldatır ?

Erkeklerin aldatma sebepleri çeşitlidir. Çoğu zaman siz ya da sizinle olan ilişkisi sebep olabilse de bazen sizi aldatmalarının sizinle uzaktan yakından alakası olmayabilir.


Nerdeyse tüm erkekler aldatmanın yanlış olduğunu bilir, buna rağmen aldatmaya devam ederler. Vazgeçemedikleri bu tutum için de genlerini ve üreme zorunluluklarını bahane olarak sunmaya bayılırlar. Peki hayvanlardan farkımız olmamalı mı, vücudumuzu bilinçli kararlar ve düşüncelerimizle kontrol etmemiz gerekmez mi? Görünüşe göre her zaman değil.
Bazen erkekler artık karşı cinse çekici gelmediklerini düşünür ve bir kadın ilgi gösterdiği zaman sadece tepki      vermekle kalmaz aynı zamanda egosunu okşamasına ve fazlasına izin verir. Ava çıkmış bir erkek için iz sürmenin verdiği heyecan gibisi yoktur. Harcadıkları eforun karşılığını aldıkları zaman ise, egoları şişer de şişer.
Belki de ikinizin sandığınız kadar çok ortak noktası yoktu. Ve yeni bir kadınla tanıştı, ortak paydaları seninle olduğundan fazla olan, futbolu ve basketbol oynamayı seven. Yatakta ne kadar uyumlu olacaklarını mutlaka merak edecektir.
Bazen erkekler bir ilişki dahilinde kendilerini o kadar rahat hissederler ki nasıl çıkacaklarını bilemezler. ilişkiyi sürdürme sebepleri çocuklar ya da finansal sebepler olabilir. Yine de aşkı özlediklerini fark eder ve bu duyguyu başka bir yerde aramaya yeltenebilirler.
Eğer bir erkeğin partneri ilgisizse ya da onu istediği kadar sık cinsel ilişki kurmuyorsa, bu yeni bir macera için gayet geçerli bir fırsattır. Sadece bir erkek arkadaşınız ya da kocanız var diye, denemekten vazgeçemezsiniz. Seks hayatınızı sıkıcı ya da ölü olmasını istemiyorsanız, biraz efor sarf etmeniz şart. Bazen bu da yetmiyor gerçi, yeni cinsel deneyimlere kapalı iseniz de erkek arkadaşınız bunları reddetmeyecek karşılayacak birine yönelebiliyor.
Bazen erkekler bir ilişki dahilinde kendilerini o kadar rahat hissederler ki nasıl çıkacaklarını bilemezler. İlişkiyi sürdürme sebepleri çocuklar ya da finansal sebepler olabilir. Yine de aşkı özlediklerini fark eder ve bu duyguyu başka bir yerde aramaya yeltenebilirler.
Bazen de sevgilisinin kendisini aldattığının farkına vardığında aldatır erkek. Başka türlü nasıl tamir edebilir kırılan duygularını?

Kaynak : Kredi Cafe

Asla Yılmayın, Vazgeçmeyin, İnanın...

"Asla yılmayın, vazgeçmeyin, inanın, kalbinizin sesini dinleyin ve yaptığınız işi sevin!" Bu sözler 'ikonik' bir başarı öyküsüne imza atan Apple'ın kurucusu Steve Jobs'a ait. Okulu yarıda bırakan, garajda kurduğu şirketle bilgisayar devrimine imza atan Steve Jobs her koşulda hayallerinin peşinden gitmeyi bildi...
KOVULDUĞU APPLE'I BİR NUMARA YAPTI
Adı her ne kadar 'Steve Jobs' olsa da bir Arap olarak dünyaya geldi. Doğduktan bir hafta sonra ailesi tarafından evlatlık verildi. Okulu yarıda bıraktı, bilgisayarların bugünkü tipografik yapısını oluşturdu. Kendi kurduğu Apple'dan kovuldu, ama sonra...
"Asla yılmayın, vazgeçmeyin, inanın, kalbinizin sesini dinleyin ve yaptığınız işi sevin!"
Steven Paul Jobs, 24 Ocak 1955'te San Fransisco'da doğdu. Biyolojik babası Abdulfettah John Sandali ile biyolojik annesi Joanne Schieble, Steven'ı Paul ve Clara Jobs çiftine evlatlık verdi.
Kaliforniya Cupertino Lisesi'ne devam eden Steve, okul saatleri dışında Palo Alto'da bulunan Hewlett-Packard merkezindeki derslere katıldı. Kısa süre sonra aynı yerde yaz stajına kabul edildi ve Steve Wozniak ile birlikte çalıştı. Tanıştıklarında Wozniak 21, Jobs ise 16 yaşındaydı.
Liseyi bitiren Jobs, Portland'daki Reed College'a kabul edildi, ancak sadece bir dönem sonra okulu bıraktı. Bir süre bazı derslere dışarıdan katılmayı sürdüren Jobs, arkadaşlarının yurt odalarında yerde yatarak, yemek parası için boş kola şişeleri toplayıp geri dönüşüme götürerek ve haftada bir bölgedeki Hare Krishna tapınağında bedava yemek yiyerek geçimini sağladı.
Steve, o günlerde Reed'de aldığı dersler arasında bulunan 'Kaligrafi' için ileride şunu diyecekti: "O derse kaçak olarak girmeseydim bugün Mac'teki o farklı font tasarımı olmazdı".
1974'te California'ya geri dönen Jobs, Wozniak ile birlikte Homebrew Computer Club (Ev Yapımı Bilgisayar Kulübü) toplantılarına katılmaya başladı. O sıralarda aklına koyduğu Hindistan gezisi için para biriktirmek amacıyla bir süre oyun ve donanım üreticisi Atari'de teknisyen olarak çalıştı.
Ruhani aydınlanma için çıktığı Hindistan gezisinde, sonradan ilk Apple çalışanı olacak Daneil Kottke Jobs'a eşlik ediyordu. Ülkesine geleneksel Hint giysileri içinde, başı traşlı ve Budist olarak dönen Jobs, psikadelik uyarıcılar da kullandı, Jobs o günkü maceralarını "hayatımda yaptığım en önemli birkaç şeyden biriydi" diye yorumlayacaktı.
Atari'de eski işine geri dönen Steve, Breakout adlı oyun için bir devre kartı yapmakla görevlendirildi. Atari, kartın daha az yer kaplamasını sağlamak için üzerinden eksiltilecek her bir yonga için 100 dolar ödül açıklamıştı. Devre kartı tasarımı konusunda pek bilgisi olmayan Jobs, arkadaşı Wozniak'la anlaşarak işi ona yaptırması karışılığında alınacak paranın yarısını önerdi.
Wozniak, herkesi şaşırtarak karttaki devre sayısını yüzde 50 oranında azaltmayı başardı. Jobs, daha sonra Wozniak'a Atari'den iş karşılığında 700 dolar aldığını söyleterek 350 dolar ödedi. Halbuki aldığı para 5000 dolardı.
Jobs tasarım ve pazarlama, Wozniak ise teknik birikimlerini Homebrew Computer Club'taki tecrübelerini birleştirerek, Jobs'ın garajında Apple I adını verdikleri ev bilgisayarını toplamaya başladı. Bilgisayar, siparişle satılıyordu.
APPLE'IN KURULUŞU
Jobs ve Wozniak, aralarına Ronald Wayne'i de alarak 1976'da Apple adlı firmayı kurdu. Apple I, ilk kez Personal Computing Festival'da sergilendi.
Apple'ın hızlı yükselişi Apple II ile başladı. Mike Markkula'ı yatırımcı olarak ortakları arasına katan Apple'a 1978'de Mike Scott CEO olarak atandı. Apple II, West Coast Computer fuarında büyük sükse yaptı. Bilgisayar, Apple'ın kitlesel pazarlamayla satılan ilk ürünüydü.
Jobs, 1983'te Pepsi-Cola yöneticisi John Sculley'i CEO olarak transfer etti. Jobs'ın Sculley'i ikna etmek için "Hayatının sonuna kadar şekerli su mu satmak istiyorsun, yoksa benimle gelip dünyayı değiştirmek mi?" diye sorduğu rivayet edilir. 1984'te Super Bowl finalinde gösterilen '1984' adlı reklam filmi bu değişimin ilk işaretlerini veriyordu.
Yeni ortak yapısı yüzünden firmada çoğunluk hissesi bulunmayan Jobs, 24 Ocak 1984'te ilk Macintosh kişisel bilgisayarı tanıttı. Mac'in tasarımına Jef Raskin başlamış, gerisi Jobs tarafından tamamlanmıştı. Macintosh, dünyada grafik arayüz kullanan ilk kişisel bilgisayardı.
Mac satışlarının 1984 sonlarına doğru düşüş yaşaması ve hedeflerin tutturulamaması, Jobs ile CEO Scully'nin arasını açtı. Scully, Mayıs 1985'te Jobs'ı Macintosh bölüm başkanlığından alarak firmadan kovdu.
Aynı günlerde Jobs, NeXT Computer'ı kurdu. Oldukça pahalı olduğu için çok popüler olmayan NeXT iş istasyonları, ileri teknolojisi sayesinde parası olan belirli bir kesim için cazipti. NeXTcube, Jobs tarafından "sadece kişisel değil, kişiler arası bir çalışma istasyonu" olarak tanımlanmıştı. Cihaz magnezyum kasasıyla da Jobs'ın dış tasarıma verdiği önemi gösteriyordu. Firma, IBM ile işbirliğine gitti.
Jobs 1986'da sonradan adı Pixar olarak değişecek olan The Graphics Group'u Lucasfilm'den 10 milyon dolar ödeyerek satın aldı, ilk iş olarak da çalışanların yarısının işine son verdi, ellerindeki hisseleri geri satın aldı. Firma, Disney ile işbirliği içinde Toy Story, A Bug's Life, Toy Story 2, Monsters, Finding Nemo, Cars, Ratatouille, Wall-E, Up gibi pek çok animeye imza attı.
Jobs aynı yıl, biyolojik anne babasıyla kızkardeşinin kimler olduğunu öğrendi.


APPLE'A DÖNMESİ 
Apple, 1996'da NeXT'i, 429 milyon dolara satın aldı. Jobs eskiden kurucu ortak olduğu firmaya, 'gayrıresmi CEO danışmanı' olarak dönmüş oldu. Kısa sürede Apple'ın 'perde gerisindeki CEO'su' konumuna gelen Jobs, firmanın zarar etmesine yol açtığını düşündüğü Newton, Cyberdog, OpenDoc gibi projelere son verdi. NeXT'e ait NeXTSTEP yazılımı, Mac OS X işletim sisteminin nüvesini oluşturdu.
Jobs'ın dönüşüyle atılıma geçen Apple, iMac serisini başlatarak kişisel bilgisayar algısını bir kez daha değiştirdi, uzun aradan sonra yeniden kara geçmeye başladı. Jobs, 2000'de firmanın 'resmi' CEO'su oldu.
Renkli iMac ile Power Mac G3, 5 Ocak 1999'da tanıtıldı. Onu 2000'de Power Mac G4 Cube izledi.
Jobs, müzik piyasasının kökten değiştiren kişisel dijital müzik çalar iPod'u tanıttı. iPod'ları 2002'de Windows uyumlu hale getiren Apple, ertesi yıl bugün bile en büyük müzik ve film satış mağazaları arasında ilk sıralarda bulunan iTunes Müzik Mağazası'nı açtı.
Power Mac G5'in duyurulduğu 2003'te Jobs'a pankras kanseri teşhisi kondu. 2004'te ameliyat olan Jobs'ın pankreasından tümör alındı.
Pixar, 24 Ocak 2006'da Disney tarafından 7.4 milyar dolara satın alındı. Jobs, yüzde 7'lik hisseyle Pixar'daki en büyük kişisel hissedar oldu.
Mobil telefon işine girme kararı alan Apple, farklı ve kullanışlı arayüzüyle akıllı telefon pazarında büyük değişimlere öncülük eden iPhone'u 2007'de tanıttı. iPhone, Pixar yapımı Ratatouille'in gösterime girdiği gün, 29 Ocak 2007'de, ABD'de piyasaya çıktı.
2009 başında sağlık nedenleriyle 6 ay izin alan Jobs, karaciğer nakli ameliyatı geçirdi. Jobs, 2010 başında yine sahneye çıkarak, kişisel bilgisayar dünyasında büyük bir devrim kabul edilen iPad'i tanıttı.
Hastalığı ilerleyen Jobs, Ağustos 2011'de Apple'ın CEO'luk koltuğunu Tim Cook'a devretti. Aynı günlerde Apple firmasının hisse fiyatı bazında piyasa değeri 340 milyar doları geçmişti.

Blogdaki şiirlerin tüm hakları AYSU BACEOĞLU'NA aittir.İzinsiz kullanılamaz.